Site Overlay

DİSK/Dev-Turizm-İş Marmara Şubesi Öğrenci Komisyonu Kuruldu

Son dönemde Covid-19 virüsünün tekrar tüm can yakıcılığıyla hız kazanmasından sonra bir takım yasaklar da devlet tarafından konulmaya başlandı. Diğer bir çok sektörde olduğu gibi hizmet sektöründe çalışan binlerce öğrenci işçi de işsiz kaldı. Öğrenci iken çalışmak zorunda kalan biz işçiler halihazırda güvencesiz çalışmaktaydık. Çoğumuzun ne sigortası ne de iş güvencesi vardı. Bu yasaklarla beraber kaldığımız evlerin kirasını, faturasını ve ihtiyaçımız olan mutfak alışverişini nasıl karşılayacağımızı bilmiyoruz.

Disk/Dev-Turizm İş Marmara Şubesi Öğrenci Komisyonunun kuruluşunda konuşan Dev/Turizm İş Marmara Şube Başkanı Turgay Özdemir; yasakların tekrar yürürlüğe girmesiyle özellikle turizm sektöründen binlerce işçi işsiz kaldılar. Özellikle bu dönemde başka sektörlerde de iş bulamayacak bu arkadaşlarımız yasakların bitmesine kadar aç kalacaklar. Ailesine bakma yükümlülüğü olan var, hastası olan var, borçu olan var bu arkadaşlarımız şimdi kara kara ne yapacaklarını düşünüyorlar. Biz de pandeminin bir an önce bitmesi için doğru önlemlerin alınması taraftarıyız fakat bu binlerce işçiyi yüz üstü bırakarak olmaz. Burdan çağrımızdır turizm sektörünce çalışan tüm işçilere ek destek sağlanmalıdır. Bu sektörde çalışan çok sayıda öğrenci arkadaşlarımız da vardır ve hepsi şu an işsiz onlarında kira desteği ve gıda ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır dedi.

Öğrenci Komisyonu adına konuşan Doğan Nur;
Ben de uzun zamandır bu sektörde güvencesiz olarak çalışan bir işçiyim aynı zamanda da okuluma devam ediyorum. Yasakların tekrar gelmesiyle birlikte benim gibi binlerce arkadaşım işsiz kaldılar. Kiramızı nasıl karşılayacağımızı bilmiyoruz,  pandemiye karşı en önemli önlemlerden biri olan beslenme iken biz elimizde avucumuzda yokken nasıl besleneceğiz dedi. Var olan durumda pandemi olmasa da bir çok güvencesizli barındıran bu sektörde(sigortasız, günübirlik çalışma, mobbing vb.) şimdi de hiç çalışamaz durumdayız. Ekonomi deki gidişat herkesin malumu pazardan sebze almak dahi oldukça zor iken biz öğrencilerin nasıl geçineceği düşünülüyor. Biz kira desteği, gıda harcamalarımız ve karşılıksız burs sağlanmasını talep ediyoruz.

DİSK/Dev-Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi Açıklaması;

Değerli basın emekçileri;

 Pandeminin dünyanın her yerinde pik yaptığı bu dönemde hastalık ülkemizde de ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ancak hükümet bu koşuları bile fırsata çevirmeye çalışmaktadır. İşçilerin haklarını kısarak işverenlerin önünü açmaktadır. İşsizlik Fonunu pandeminin tek finans kaynağı olarak kullanmaktadır. Tüm bunlar bir zorunluluk değil tamamen bir sermaye kurtarma operasyonudur. 

Sanayi bakanının; işçilerin eylem gücüyle geriye çektirdiği torba yasayla ilgili sermayedarlara yapmış olduğu sitem pandeminin bütün yükünün işçilere yıkıldığının bir kanıtıdır. 

 Bizim alın terimizle oluşturulan İşsizlik Fonunun KÇÖ de dâhil olmak üzere işverenlere kaynak olarak sağlanması kabul edilemez. 

Asgari ücretin en üst ücret bandı haline geldiği bu dönemde, çalışanların %60’ı asgari ücret almaktadır. Yetmezmiş gibi bir de asgari ücretten alınan görünen-görünmeyen, dolaylı-dolaysız vergiler asgari ücretin net olarak sadece %49’unun elimize geçmesine yol açmaktadır. Asgari ücretin %51’i vergi ve kesintilere gitmektedir. 

Son açıklanan pandemi önlemleri maalesef gene biz turizm emekçilerini vurdu. Fabrikalarda üretim sürerken, işçi servislerinde, toplu taşımada işçiler tıkış tıkış seyahat ederken, kafe ve restoranlara getirilen kısıtlama hem yetersiz hem de anlamsızdır. Gelen kısıtlamalarla gene işçiler açlığa, yoksulluğa, sefalete kısacası güvencesizliğe terk edilmiştir. 

İşletmelerin yaklaşık %70’i kapatılmış, paket hizmeti veren işletmelerde %70 işçi kısıtlamasına gidilmiş, böylece sektörde yaklaşık %90 işçi işsiz kalmıştır. Bu işçiler ya günlük 39 TL ile geçinmek ya da KÇÖ ile yaşamak zorunda bırakılmıştır. Kış koşullarında elektrik, su, doğalgaz ve kira giderleri ile bir başlarına kalmışlardır. İşçiler pandemiden mi yoksa açlıktan mı ölelim ikileminde bırakılmışlardır.

Belki de en ağır mağduriyet turizm sektöründe çalışıp da hiçbir güvencesi olmayan üniversite/lise öğrencileri ve göçmen işçiler arasında yaşanıyor. Bu arkadaşlarımız bu süreçte ne bir nakdi destek ücreti aldılar ne de KÇÖ’den faydalandılar. Neredeyse %95’i kayıt dışı çalışan bu arkadaşlarımız tamamen güvencesizliğe ve açlığa terk edilmiş durumdadır.

Değerli dostlar tüm bu hak gaspları ortadayken sendikamız Dev Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi tarafından Öğrenci Komisyonu kurulmuştur. Şimdi sözü Komisyon Sözcüsü’ne bırakıyoruz.

DİSK DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI MARMARA BÖLGE ŞUBESİ

DİSK/Dev-Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi Öğrenci Komisyonu Basın Açıklaması;

Basına ve Kamuoyuna
DİSK Dev Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi Öğrenci Komisyonu Kuruluş Açıklaması

Bizler bir yandan üniversite ve liselerde okurken bir yandan da geçimimizi sağlamak için çalışmak zorunda kalan öğrenci işçileriz. Eğitim hayatımız devam ederken çalışmak zorundayız çünkü bizlere reva görülen burs ve krediler, temel yaşam giderlerimiz için gereken aylık harcamaların yarısını dahi karşılamıyor. Kira, gıda, faturalar, ulaşım ücretleri, eğitim materyali harcamaları gibi giderleri göz önünde bulundurduğumuz zaman; gündelik hayatımızın her anını, taşıması zor bir yükle sürdürmek zorunda bırakılıyoruz. Ailelerimizden alabildiğimiz destek birçoğumuzun yaşamını idame ettirebilmesi için yeterli değil. Ayrıca salgın dolayısıyla birçoğumuzun ailesi işsiz kaldı, yeni gelen yasaklarla birlikte bu işsizlik kalıcı hale gelmiş durumda. Devletin işsizlik ödeneği olarak verdiği günlük 39 liralık bütçe ev ekonomisini canlandırmaya yetmediği için kimi arkadaşlarımızın ailesinden alabildiği maddi destek de kalmamış durumdadır; bu sebeple kimimiz haftanın belirli günleri, kimimiz sürekli çalışmak durumunda kalıyoruz. Eğitimimizi ve çalışmak zorunda olduğumuz işleri aynı anda yürütmek yaşamlarımızı gündelik olarak zorlaştırırken aynı zamanda nefes alabileceğimiz, kendimizi bilim, sanat, edebiyat gibi alanlarda geliştirebileceğimiz yani kendimize vakit ayırabileceğimiz zamanlar da elimizden alınıyor. Üstelik okuduğumuz bölüm fark etmeksizin niteliksiz işgücü olarak görülmemiz ve patronlar tarafından gördüğümüz kötü muameleler işyerlerinde yaşadığımız sorunların en başında geliyor. Bunlar da bizler açısından güvencesizlik olgusunu günbegün derinleştiriyor.

Eğitim hayatımız devam ederken en rahat iş bulabildiğimiz sektörlerin başında da turizm sektörü geliyor. Çünkü sektörün kalifiye elaman ihtiyacı görece daha az olurken, patronlar açısından da öğrenci olup çalışan işçiler cezbedici hale geliyor. Birçoğumuz küçük ve orta ölçekli işletmelerde kayıt dışı ve güvencesiz şekilde çalıştırılıyoruz. Sigortalarımız yapılmıyor, ücretlerimiz günlük yevmiye olarak veriliyor ve dolayısıyla Sigorta Kanunu ve İş Kanunundan doğan hiçbir haktan yararlanamıyoruz. Ayrıca şu an içinde bulunduğumuz durum gibi ne zaman çalışıp ne zaman çalışmayacağımız belli olmuyor, çalıştığımız işyerinin ihtiyacı olduğu müddetçe çalışabiliyoruz, ihtiyacı olmadığı vakit işsiz kalabiliyoruz.

Garson, komi, bar çalışanı, kurye vd. olarak çalıştığımız işyerleri, Mart ayından itibaren ülkede Covid-19 pandemisinin yaşanmasından dolayı ilk kapatılan yerler arasındaydı. Kapanma politikalarının tekrar devreye sokulduğu bugünlerde de geçimimizi sağlamak için çalıştığımız işyerleri kapatıldı ve bu düzenlemenin kayıt dışı çalıştırılan biz öğrenci işçiler açısından doğuracağı sonuçlar kimse tarafından düşünülmedi, gözetilmedi. Kuşkusuz Covid-19 vaka sayıları bu kadar artmışken ve pandemi kontrol edilemez hale gelmişken önlemlerin alınmasının karşısında değiliz. Ancak sormak durumunda olduğumuz birkaç soru var: Hastaneler doluluk seviyesine gelmişken ülkedeki yerli ve çokuluslu şirketler binlerce emekçiyi fabrikalarda hala üretime zorlamıyor mu? İşçi servisleri ve halk otobüsleri karnını doyurmak için çalışmak zorunda kalan emekçilerle dolup taşmıyor mu? Pandemi ile mücadelede kilit bir rol oynayan sağlık emekçilerinin bile mağduriyetleri gözetilmiyor. Çeşitli iş kollarında çalışan binlerce emekçi gerekli sağlık koşulları sağlanmadan çalıştırılıyor, ücretsiz izne çıkarılmaya zorlanıyor ve hak gaspına uğruyor. Bu koşullarda alınan sınırlı tedbirler “önlem aldık” demek için yapılmaktan öte bir anlam taşımıyor. Koşullarımız gözetilmeden alınan yetersiz önlemler bizlerin çalışma koşullarını ortadan kaldırıyor ve bizi güvencesizlik sarmalında seçeneksiz bırakıyor.

Bizler başta turizm sektörü olmak üzere inşaat sektöründe, iletişim, büro gibi sektörlerde güvencesiz olarak çalıştırılan öğrenci işçileriz. Çalıştığımız işyerleri tek tek kepenk indirirken, patronlar da halimizi düşünmüyor. Bizler de bu koşullar içerisinde DİSK’e bağlı Devrimci Turizm İşçileri Sendikası’yla yaptığımız görüşmeler sonucunda haklı taleplerimizin mücadelesini sendika çatısı altında yürütmeye karar verdik. Çünkü yaşadığımız mağduriyetlerin çözümünün ancak sınıftan doğru bir mücadeleyi yükseltebildiğimiz takdirde olabileceğinin farkındayız.

Geldiğimiz bu aşamada taleplerimiz:

* Karşılıksız “öğrenim ve geçim bursu” istiyoruz. Eğitim hakkımızı çalışmak zorunda kalmadan yerine getirmenin devletin sorumluluğunda olduğuna inanıyoruz. Eğitimimiz devam ederken çalışmak zorunda bırakılmamız başlı başına bir sorunken pandeminin seyri itibariyle işsiz kalmamız ve hiçbir gelire ulaşamayacak duruma getirilmemiz, burs ihtiyacımızı daha da derinleştiriyor.

*Eğitimin online olarak sürdürüldüğü bu dönemde ücretsiz bilgisayar ve internet erişimi istiyoruz. Çünkü online öğretim için ihtiyaç olan ve döviz kurlarının her gün artmasıyla orantılı şekilde artan binlerce liralık teknolojik aletlere sahip değiliz. Ayrıca her ay kabarmış faturalara ek olarak internet faturasını nasıl ödeyebiliriz!

* Öğrenci evlerinde kalanlarımız için kira ve fatura desteği istiyoruz. Çünkü vergilerle 1’i 5’e katlayan faturaları ve kiraları çalışamadığımız için ödeyemiyoruz.

Bu talepleriniz nasıl sağlanacak, devlet herkese yetişemez ki diye soranlar varsa cevabımız çok basit:

Bir gecede milyon liralık vergileri silinen şirketlerin vergileri ile, pandemi sürecini fırsata çevirip krizden faydalanarak karını %100 arttıran, servetlerine  2 kat-3 kat servet katan zenginlere servet vergisi getirilerek, halktan toplanan paraları kişisel zevkleri için kullanan, lüks ve şatafat içinde yaşayanların ödeneklerinden kesilerek, eş-dost akraba ilişkileri üzerinden kamu kurumlarına çöreklenmiş hiç çalışmadan para alan bankamatik memurlarının maaşlarına el koyarak binlerce ve daha sayamadığımız nice yolsuzlukları önleyerek on binlerce öğrencinin geçim sıkıntıları giderilebilir.

Haklarımızı savunmak ve kazanmak için DİSK şemsiyesi altında yürüyerek işçi sınıfının haklı mücadelesinde bizler de haklarımızı kazanmak için sendikamızla birlikte faaliyet göstereceğiz.

DİSK Dev Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi Öğrenci Komisyonu
Açıklama Linki;